Tüp mide ameliyatında midenin yaklaşık %80’ lik bir bölümü stapler (zımba) yardımıyla bölünür ve vücuttan çıkarılır. Geriye kalan mide ise uzun bir tüp şeklini aldığı için bu operasyon Türkçe’de tüp mide olarak adlandırılmaktadır. Tüp mide operasyonu olan bir kişi normale göre daha az yemek tüketebilir ama yenilen gıdaların emiliminde herhangi bir azalma olmadığı için, tüketilen gıdanın kalorisi vücut tarafından tamamiyle emilir.
Tüp mide operasyonları sırasında midenin büyük bir bölümü vücuttan çıkarıldığı için bu operasyon türünün geri dönüşümü mümkün olmamaktadır.
Tüp Mide Ameliyatı Nedir, Nasıl Uygulanır? isimli makalemizden daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
Tüp mide operasyonu genellikle laparoskopik olarak gerçekleştirilir. Yani kapalı olarak gerçekleştirilir. Beş adet ufak keşiden karın boşluğuna giriş yapılır. Tüp mide ameliyatı sadece kısıtlayıcı bir operasyondur. Emilim azaltıcı bir etkisi yoktur.
Bu görüntüde midenin normal hali görülmektedir.
Yiyip içilenler midenin içinde birikir ve ince bağırsağa geçtikten sonra aldığımız bu gıdaların kalorisi vücut tarafından tamamen emilir.
Tüp mide ameliyatında ise midenin yaklaşık yüzde seksenini oluşturan kısım zımba yöntemiyle bölünür ve vücuttan çıkarılır. Geriye kalan kısım tüp şeklini aldığı için bu operasyon tüp mide veya İngilizce sleeve gastrectomy olarak adlandırılır.
Tüp mide operasyonu sonucunda küçültülmüş mide ile tüketilen gıda miktarı azalırken emilimin aynı kalması bu operasyonun dezavantajlarından birini oluşturur. Veya başka bir deyişle az miktarda ama kalori değeri yüksek gıdalarla beslenen biri yediklerinin kalorisini tamamıyla alır. Bu da tüp mide ameliyatı sonrası geri kilo alımı oranını yükseltir. Bir diğer dezavantajı ise vücuttan çıkarılan yüzde seksen oranındaki midenin yok ediliyor olmasıdır. Bu sebeple midenin artık orijinaline geri dönüşü artık mümkün olmayacaktır.
Bilimsel araştırmalara dayanarak, hastalarımızda kilo kaybı aşağıdaki şekilde gerçekleşir.